Dinimizde farz olan ibadetler, gerekli şartları taşıyan kadın-erkek herkesin yapması gereken bireysel ibadetlerdir. Bu ibadetleri yapması için eşlerin birbirlerine engel olması caiz değildir. Bununla birlikte Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre, haccın farz olması için gidip gelinceye kadar yeterli maddî imkânın yanı sıra, kadının yanında bir mahreminin de bulunması gerekir (İbnü’l-Hümam, Fethu’l-kadîr, 2/419; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/230). Şâfiîlere göre üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Mâlikî mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması hâlinde tek başına hacca gidebilir. Ancak kadınlardan oluşan bir grup içinde olması tavsiye edilir (Şirbînî, Muğni’l-muhtac, 2/216; Desûkî, Hâşiye, 2/9-10).
Bu itibarla, Hanefî mezhebine göre, evli bir kadının kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun değildir. Ancak kocasının iznini ve rızasını alan bir kadın, güvenilir bir hac organizasyonuyla Şâfiî ve Mâlikî mezheplerini taklit edip mahremsiz olarak hacca gidebilir. Haccın gerekli şartlarını taşıyıp yanında bir mahremi olan kadının farz olan hacca gitmesine eşi engel olamaz. Buna hakkı yoktur (İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/231). Umre farz olmadığı için yanında mahremi olsa bile kocasının izni olmadan bir kadın umreye gidemez.