Kişinin doğup büyüdüğü yere veya çalışıp geçimini sağladığı, çoluk çocuğu ile yerleştiği ve sürekli kalmaya niyet ettiği yere "vatan-ı aslî" denir. Vatan-ı aslî, ancak başka bir yeri vatan-ı aslî edinmekle değişir.
Kişi başka bir yere göç edip eşini ve çocuklarını buraya naklederek yerleşirse burası vatan-ı aslîsi olur. Önceki vatanı, vatan-ı aslî olmaktan çıkar. Daha sonra buraya (eski vatanına) misafir olarak (15 günden kısa süreliğine) gelirse dört rek'atlı farz namazlarını iki rek'at olarak kılar. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) ve arkadaşları Mekke’yi terk edip Medine’ye yerleştikten sonra Mekke’ye gittiklerinde dört rek'atlı farz namazları iki rek'at olarak kılmışlardır (Buhârî, Taksîru’s-salât, 1 [1081]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 15 [693]).
Bir kimsenin doğduğu, evlendiği, içinde yerleşmeye karar verdiği yeri terk etmeyi düşünmeyerek; öğrencilik, işçilik ve askerlik gibi geçici sebeplerle uzunca bir zaman oturduğu veya yolculuğa çıkıp en az on beş gün veya daha fazla kalmaya niyet ettiği yerler ise ikamet vatanıdır.
İkamet vatanında namazlar mukim olarak kılınır. Hanefîler'e göre burada 15 günden az kalacaksa ve kaldığı yer kendi mülkü veya kiraladığı bir mesken değilse namazlarını kısaltarak kılar (bk. Haddâd, el-Cevhera, 1/87; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/131-132; Bilmen, İlmihal, 163).