‘Evvâbîn’, tövbe edip Allah’a sığınanlar ve O’na yönelenler anlamına gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.), evvâbîn namazının vaktinin kuşluk vakti olduğunu bildirmiştir (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 143-144 [748]). Bunun yanı sıra akşam namazından sonra kılınan nâfile namaz (Tirmizî, Salât, 204 [435]; İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 113, 185 [1167, 1374]) için de “Evvâbîn namazı” tabiri kullanılmıştır. Hatta fıkıh geleneğinde ve halk arasında bu kullanım daha yaygındır.
Senetleri bakımından zayıf olmakla birlikte Resûl-i Ekrem’den (s.a.s.) nakledilen “Kim akşam namazından sonra kötü söz söylemeksizin altı rek'at namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk tutulur.” (Tirmizî, Salât, 204 [435]; İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 113, 185 [1167, 1374]) rivâyeti de bazı âlimlerce evvâbîn namazı ile irtibatlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in kendisinin de akşam namazından sonra altı rek'at namaz kıldığı rivâyet edilmiştir (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, 1/250 [819]; 7/191 [7245]; bk. Şevkânî, Neylü’l-evtâr, 3/525).
Altı rek'atlık bir namaz olan evvâbîn namazı, tek selâmla kılınabileceği gibi ikişer rek'at hâlinde üç selâmla da kılınabilir (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, 147-148).