Kur’ân okumak âyet ve hadislerde üzerinde hassasiyetle durulan ibadetlerdendir. Kur’ân’ı okumak (el-Kehf, 18/27), âyetleri üzerinde düşünmek (Sâd, 38/29) ve öğütlerine sımsıkı tutunmak (Âl-i İmrân, 3/103) yine Kur’ân’ın emridir. Âyet-i kerîmelerde Kur’ân’ın “tertîl” üzere okunması istenmiştir (el- Furkân, 25/32; el-Müzzemmil, 73/4). Bu nedenle İslâm âlimleri Kur’ân’ın tecvide riâyet ederek tane tane okunmasının gerekli olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca bu okuyuş, Kur’ân’ı anlama amacı için en uygun okuma biçimidir (Suyûtî, el-İtkân, 2/638, 674). Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hadislerinde Kur’ân’ı güzel sesle ve teğanni boyutuna ulaşmayan nağmelerle, ilahî kelamın vakarına uygun şekilde okumak teşvik edilmiştir (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 19 [5023-5024]; Tevhîd, 32, 52 [7482, 7544]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 232-234 [792-793]). Nitekim bir hadis-i şerifte, “Kur’ân’ı seslerinizle süsleyiniz.” (Ebû Dâvûd, Tefrîʽu evbâbi’l-vitr, 20 [1468]; İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 176 [1342]) buyrulmuştur. Dolayısıyla tilâvet esnasında tevcid kurallarına riâyet edilerek makam yapılmasında dinen bir mahzur yoktur.