Hanefî ve Hanbelîlere göre; el, ayak veya parmak gibi uzuvları belirmiş olan bir bebek düşüren kadından gelen kan, lohusalık kanıdır. El ve ayak gibi uzuvları belirmeden meydana gelmiş düşükten sonra görülen kan, istihâze (özür) kanıdır (bkz. Merğinânî, el-Hidâye, 1/35; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/253). Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise her durumdaki düşük, lohusalık sebebidir (Remlî, Nihâyetü’l-muhtac, 1/323; Desûkî, Hâşiye, 1/474).
Mezheplerin verdiği bu hükümlerin, rahimden çıkan şeyin cenin olup olmadığı ancak el-ayak gibi uzuvların belirmesiyle anlaşılabildiği zamanlarda verilmiş olduğu dikkate alınmalıdır (bkz. Kâsânî, Bedâi‘, 1/43). Günümüzde ise hangi aşamada olursa olsun düşen şeyin cenin olup olmadığı tespit edilebildiği için buna göre davranmak uygun olacaktır. Bu itibarla organları belli olsun ya da olmasın düşenin cenin olduğu bilindiği durumlarda düşükten sonra görülen kan da lohusalık kabul edilmelidir.