Dinimizde, başkasının nesebine kaydedilip aslî nesebinin zayi edildiği ve bu bağlamda birtakım hukukî sonuçlar doğuran evlatlık müessesesi kabul edilmemiştir (el-Ahzâb, 33/4-5; Buhârî, Megâzî, 57 [4326]; Müslim, Îmân, 114-115 [63]). Bununla beraber kimsesiz çocukların evlatlık adı altında ve hiçbir hukukî sonuç doğurmaksızın hayırsever kimseler tarafından bakılıp büyütülmesi de mümkündür. Evlat edinenle evlatlık arasında tek veya çift taraflı bir mirasçılık ilişkisi yoktur. Aralarında mirasçılık söz konusu olmadığından, evlat edinenler hayatta iken diledikleri kadar malı evlatlık olarak büyütülen çocuğa hibe edebilecekleri gibi mallarının üçte birini vasiyet yoluyla da bırakabilirler (Mevsılî, el-İhtiyâr, 3/48).
Başkası tarafından evlat edinilen kişi, gerçek babasının nesebinden çıkmış olmadığından ona mirasçı olur.