İslam dininde yükümlülükler mükelleflerin güçlerine uygun olarak belirlenmiştir. “Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.” (Bakara, 2/286) âyeti, bu temel ilkeyi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İslam, özür sahiplerinin ibadetlerini yerine getirebilmeleri için birtakım kolaylıklar getirmiştir. Stomalı bireyler de özür sahiplerine tanınan bu kolaylıklardan istifade ederler. Özür sahibi kimseler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından başka (stomadan idrar, dışkı ve gaz çıkması haricinde) abdesti bozan bir hâl meydana gelmedikçe bu abdestle o vakit içerisinde dilediği kadar namaz kılar ve abdestli olmayı gerektiren diğer ibadetlerini yaparlar. (Kâsânî, Bedâî’, I, 28-29) Bununla birlikte abdest almakta ciddi anlamda zorlanan hastalar, Mâlikî mezhebinin özürlünün abdestiyle ilgili yukarıda açıklanan hükmüyle de amel edebilirler.
Bu çerçevede özürlü kimsenin çamaşırına özür yerinden çıkarak bulaşan kan, irin, idrar, dışkı, cerahat gibi şeyler özrü devam ettiği müddetçe miktarı veya hacmi ne olursa olsun namaza engel olmaz. Ancak bunlar kişinin çamaşırına veya elbisesine tekrar bulaşmayacaksa yıkanması gerekir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 506-507)
Ayrıca vücuttaki su kaybının fazla olması gibi sebeplerle uzman bir doktor tarafından oruç tutmaması söylenen stomalı bireyler, oruçlarını sağlıklarına kavuştukları zaman kaza ederler. Eğer hastalık kalıcı ise tutamadıkları her bir oruç için bir fidye verirler.