Düğünde eğlenmenin hükmü nedir?
İslâm dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlâk ilkeleri itibarıyla, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslâm’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddî/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mübah gördüğü gibi ruhi-manevî, bedîî- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mübah görmüştür.
Burada düğünlerde müzikli eğlence yapmanın sakıncalı olup olmadığı akla gelmektedir. Kur’ân ve sünnette müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkâr olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Resûlullah (s.a.s.), nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6 [1089]; İbn Mâce, Nikâh, 20 [1895]). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki kız çocuğunu yadırgayanları “Bırakın bugün bayramdır.” diyerek uyarmıştır (Buhârî, ʽÎdeyn, 25 [987]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 17 [892]).
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: “Benim yanımda iki kız çocuğu, Buas savaşı ile ilgili hamâsî ezgiler söylerken Resûlullah (s.a.s.) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine yan üstü uzandı ve yüzünü de aksi istikamete çevirdi, derken babam Ebû Bekir (r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve ‘Resûlullah’ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), ona yönelip ‘Bırak onları (söylesinler!)’ buyurdu. Onlar sohbete dalıp, bizden dikkatlerini çekince, ben çocuklara göz işareti yaptım, kalkıp gittiler.” (Buhârî, ʽÎdeyn, 2 [949]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 19 [892]). Diğer bir rivâyette Hz. Âişe (r.a.) der ki: “Bir bayram günüydü. Habeşliler, mescitte kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resûlullah’tan (s.a.s.) talep etmiştim yoksa o mu dedi, bilemiyorum;
- Seyretmek ister misin? Buyurdular. Ben de;
- Tabii! Dedim. Kalktı, beni arkasına aldı, yanağım yanağına yakın hâlde durduk.
- Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)! Diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. (Usandığımı fark edince),
- Yeter mi? buyurdular. Ben,
- Evet! Dedim. Bunun üzerine;
- Öyleyse git! Dediler.” (Buhârî, ʽÎdeyn, 2 [950]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 19 [892]).
Âmir b. Sa’d (r.a.) anlatıyor: “Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka’b ve Ebû Mes’ûd el-Ensâri’nin yanına girdim, bazı kız çocukları şarkı söylüyorlardı. Ben dayanamayıp, ‘Sizler, Resûlullah’ın (s.a.s.) Bedir ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil!’ dedim. Bunun üzerine onlar, ‘Otur, dilersen bizimle dinle, dilersen git, Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!’ dediler.” (Nesâî, Nikâh, 80 [3383]).
Bütün bunları göz önünde bulunduran âlimler, düğünlerde ve bayramlarda insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir (bkz. Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye, 2/79-80). Ancak haram olan bir şeyi tasvir etmek, haramları güzel göstermek, cinsel duyguları tahrik etmek ve mahremiyet kurallarına riâyet etmemek gibi davranışlar câiz değildir.
  En Son İncelediklerim
 Görüntülü Cevaplar  Sıkça Sorulanlar  Dini Bilgiler  Soru Sor
 Konular